anne olmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
anne olmak etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

Nisan 17, 2017

Çekirdekten Yetişme

Yaklaşık 15 gün geçti minik limon çekirdeğinin toprakla buluşmasının ardından.10 gün bir peçetede sıcak ve guneş alan pencerenin kenarinda uyuduktan sonra küçük saksıya almıştık oğlumla.Oğluşum minik elleriyle saksıya koyarken çekirdeği "seni seviyorum tohum limon ağacı olmanı bekliyoruz" demişti.Hergun kontrol ettik,sonunda bugün minik yeşil yapraklarını gördük.Onun gibi beklediğimiz 6 kardeşi daha var bakalım onlar ne zaman gelecek.Sanırım toprağın daha ust kısimlarına koymamiz gerekiyordu çekirdekleri ,biraz bekleticekler gibi görünüyor.
Annem dedi ki trunç çıkarmış önce sonra ne olmasını istiyorsan onun aşısını yaparmışsın ister portakal ister limon.Hastam çiftçi Süleyman Amca da aynı şeyi söyledi.O zaman anladım neden trunçgiller dendiğini.Hepsi trunçdan geliyormuş meğer.Ben limona niyet ettim niyetlendim.Zamanı gelince aşılarını da yaptırırım.Aşıları tam derim.😂
Limon macerası belki tutacak belki tutmayacak ama diyeceğim şu ki ;araştırmadan,ihtiyaçlarını öğrenmeden limon bile yetiştirilmiyor malesef.O yüzden çocuk yetiştirmeyi de hafife almayın ," Dünyaya gelen büyüyor " mantığı eskide kaldı.Okumalı ,uzman görüşlerini almalı,deneyimleri dikkatli dinlemeli en önemlisi de  edindiğimiz bilgileri kendimize ,ev hayatımıza ve kendine özgü bir birey olan çocuğumuza yorumlamalıyız.Sindirilmemiş bir bilgiyi direkt uygulamaya çalismak kaos sebebi olabilir.Mesala elinde kullanma kılavuzu gibi bir kitap, eşine diyorsun ki "kitap öğle uykusuna yatir diyor" hadi bakalım.Sen alt yapıyı hazırlamamışsin,o gün ,o an dogru zaman degil ama sen bu konuda ısrarcısın.Ne olacak?Çevrendekilerden çocuk bakmayı kitaplardan mı öğreneceksin uyarısı alacaksın.3 çocuk büyüttüm tek sayfa kitap okumadan böyle seyler hic yasamadim diyecekler.Eşin direnç göstercek, ailen biraz sakin ol diyecek ,seni telkin etmeye çalışacak, çocuk zaten bu kadar dayatmaya dirençte olacak.Belki elinndeki kitap dünyanin en önemli kısayollarını verecek sana ,ama alip okuyup ,sindirip, kendine uyarlamadiktan sonra hiçbir faydasi olmayacak.
Görüyor musunuz bir limon çekirdeğinden geldiğimiz noktayı😂
Sevgiyle sağlıcakla kalın..


Nisan 14, 2017

DOĞUM SONRASI DAĞILMIŞLIK



Bu konu nerden aklına geldi derseniz bir yorumda bakımsızlıktan ölüyorum diye yazmıştı yeni doğum yapan bir anne.Gebelik ile ilgili bir yakınma gördüğüm zaman empati yapmadan geçemiyorum ve umutsuzluğa düşmüş her anne için çok üzülüyorum.
Doğumun şekli ne olursa olsun ,İster sezaryan, ister normal doğum, aslında bir travma.Anne için de bebek için de  bedensel olarak birbirinden ayrılış anlamına geliyor.O yüzden uzmanlar ve uzman olmayan herkez doğum sonrası bebeğinize sarılmanızı onu göğsünüze basmanızı söyler.Çünkü bebeğin dokuz ay boyunca sımsıkı sarmalandığı, sıcacık, anne karnına en yakın olduğu yer yine annesinin kollarıdır.Doğum sonrası hızla toparlanmak istiyorsanız iki konuyu düzenlemeli üzerinde çaba harcamlısınız.Emzirme ve bebeğin uyku düzenini sağlamak.
Doğum sonrası en hızlı toparlanmanın yolu ilk olarak emzirmekten geçiyor.Hem bedensel hem ruhsal açıdan çok önemli.Birkere gebelik boyunca aldığınız kilolardan en hızlı kurtulma yolu emzirme.Ben emzirmeye başlayışımın ertesi günü aynada bel ve sırtımı gördüğümde aldığım 23 kilonun uçup gideceğini anlamıştım ve öylede oldu.Emzirme sadece kilolardan kurtarmaz .Düzenli emzirme sizi ilk 6 ay boyunca mama hazırlama, biberon temizleme ,gecenin köründe sıcak su hazırlama gibi ,uyku ve dinlenme kalitenizi düşürecek bir sürü ayrıntıdan kurtarır.Bebeğinizin kilo takibinden de sütünüzün yetip yetmediğini anlarsınız.Ayrıca emzirmek hormonlar ile desteklendiği için özellikle gece emzirmek sizi dinlendirir.Az uyusanız bile yorgun hissetmezsiniz. Hormonel açıklamalarına girmiyorum ama bu tıbbi olarak da kanıtlanmış birşey.
İkinci önemli konu da bebeğinize bir uyku düzeni oluşturmak.Ben o dönemde bebeklerin uyku rutinleri,uykuya dalma süreleri ,ayına göre gece ve gündüz uykusu süreleri ve tabiki uyutma yöntemi konularında çok araştırma yapmıştım.Şunu da unutmayın yaptığınız araştırmaların sonucunda ulaştığınız bilgiyi olduğu gibi uygulama takıntısı yapmayın .Bilgiyi alın kendinize uyumlayın.Eşiniz ,işten geliş saatiniz ,akşam yemeği saatiniz beraber geçireceğiniz saat bunları yaşamadan ,eşiniz aç bir köşede otururken ,bebeğinizi zamansız bir akşam üstü uykusunun ardından, sırf gece uykusu 12 saat olmalı diye ısrarla uyutmaya çalışırsanız ve bebeğiniz size direnirse :GE-Rİ-LİR-Sİ-NİZ.Ve gerinliğinizi bebeğiniz hisseder ve yaşar.Rahat olun .Kuralları siz koyarsınız istediğiniz gibi de esnetirsiniz.Burda önemli olan bebeğin gündüz ve gece olgusunu anlaması.Gece uyku saatini annenin hergün aynı eylemleri yapmasının ardından uyku hazırlığına başladığını algılamasını sağlamak.Çünkü bebekler uykum geldi biraz uyuyayım da annem dinlensin demez.Ama eylemlerin sırasını takip eder.Baba geldi,yemek,oyun ,uyku hazırlığı ve uyumak için yatağa gitme gibi.Bu rutini oluşturmak ilerleyen zamanlar için de size çok kolaylık sağlayacaktır.Bir süre sonra çocuğunuz uykusunun geldiğini size bir şekilde anlatacak ve büyüyünce uyumayı kendi isteyecektir.Unutmayın bebekler kuralları sever kendilerini daha güvende hissederler.Öbür türlü ne zaman ne yapacağı belli olmayan gece yarılarına kadar oturan ve çocugu uykuya yönlendirmeyen bir anne baba çocuktan anlaşılmayan agresif mesajlar alacaktır.Çünkü o da ne zaman ne yapması gerektiğini kestiremeyecektir.
Bu iki konuyu kafanızda oturttuğunuz zaman sizin kendinize ,evinize ve eşinize ayıracağınız zamanınız olacaktır.
Anneliğin her anının keyfini çıkarın ve izin verin eşinizde babalığın keyfine varsın.

Nisan 03, 2017

Nisan Bereketiyle Gelsin Fesleğenler Mis gibi Koksun

Fesleğen aldım her sene yaptığım gibi. Yeni evimin bereketine niyet ettim.Hayırlara vesile olsun.Benim nöbet periyoduma ve Akdeniz sıcaklarına dayanabilirse sonbaharı görürüz diye umudediyorum.
Yeni ev demişken dekorasyon fikirlerim de var.Terasımla ilgili hayallerim var.Umarım gerçekleştirecek zaman bulabilirim.Zira nöbet tutmaktan evi otel gibi kullanmaya başladım.Bloğumun adını nöbetcianne koymaya karar vereceğim sanırım.
Sevgiler efendim...


Nisan 02, 2017

Yeşil Anne deterjanlari Deneyimim

Aslında oğlumla başladı herşeyi sorgulamam,incelemem.Haberler ve sosyal medya aracıliğıyla insanların ürün üretirken daha hammadde aşamasındayken bile yaptıkları hileleri öğreniyoruz.Artık bir elmayı yıkayıp kabuğuyla yiyemiyoruz.Herşey önce sirkeli sularda bekliyor.Paranoya bize yaşam alanı bırakmadı.Hayatı pratikleştirmek için teknoloji son sürat ilerlerken kimyasallardan korunmak için harcadığın zaman kaybı birbirini götürüyor.
Bulaşık makinesi calışan kadının şah damarı.Bir süredir kendisiyle sıkıntım olduğu doğrudur.Bulaşık makinesini temizledim ama deterjanın performansı değişmedi.Deterjanımı tencerelerdeki deterjan kokusu için değiştirmiştim.Ama yeni deterjanım daha beter çıktı.Ben de artık sosyal medyada sıkça rastladığım markalardan birini denemeye karar verdim.Önceliğim tabiki bir anne olarak Moms Green oldu.Siparişlerim geldi nöbetten çıkmış olmama rağmen hiç uyumadan başladım temizliğe.Önce kokladım deterjanları hangi his uyanacaktı
merak ediyordum.Kimyasallara ve tıbbi ilaçlara alışkın olduğumdan kokuda ki yoğunluğun beni rahatsız edip etmeyeceği bir başka deyişle ilk intiba çok önemliydi benim için.Her kapağı tek tek açtım kokladım çamaşır suyu en belirleyicilerden biriydi.Tuvaleti yıkadım yıkadıktan sonra genzimde yanma ya da saatlerce nefesimde kokusunu hissetmedim.Uzun zamandır çamaşır suyunu az miktarda klozete kullanıyordum zaten.Ama artık evime hiç giremez.Bulaşıklar da tuz koymamama rağmen pırıl pırıl çıktı makineden.Tezgah ve ocak ta özellikle sprey ürünler kullandığımızdan sonrasında beni çok rahatsız ederdi.Çünkü spreyle havada asılı kalan tüm minik deterjanları soluyor akciğerlerimize dolduruyoruz.Genelde spreyi sıkıp mutfaktan bir süreliğine çıkarım ben.Ama sonuçta yalnız yaşamıyoruz çocukları bazen o ortamdan uzaklaştıramıyorsunuz.Neden bu kadar zamanımı ve enerjimi harcayayım ki sırf akşam yemeğinden sonra bulaşıkları kaldırıp tezgahı silmeye.Sonunda Moms Green ile tanışmaya karar verdim.Son zamanlarda ismini çok okumaya basladim çevre mühendisi bir anne.Sağlık ,bebek beslenmesi ve temizlik konularında yazılarına göz attım ve tanışma paketini istedim.3 iş günü gibi kısa bir sürede elime ulaştı.Tanışma paketi 129 tl.içinde temel temizlik ürünlerinin tamamı var.
●Bulaşık makinesi tableti
●Bulaşık makinesi parlatıcısı
●Çamaşır deterjanı
●Çamaşır yumuşatıcı (kokusu harika)
●Çamaşır suyu
●Tuvalet temizleyici
●Bulaşık temizleyici elde
●El sabunu
●Genel temizlik spreyi (Buna da bayıldım)
Bundan sonra gönül rahatlığıyla kullanabileceğimi düşünüyorum.Kişisel bakım ve kozmetikte de LR yi tercih ettim.Markacı olmadım hiç ama güvenerek ve alışkanlık yaparak kullanabileceğim markalar arayışındaydım hep.En güzel tarafıda ikisi de siparişle ayağıma kadar geliyor.Süslü kozmetik marketlerini veya temizlik ürünü raflarını saatlerce dolaşmak zorunda değilim artık.
Yakında kullandığım ve önerdiğim LR ürünleri ve aldığım sonuçlarla alakalı bir yazı yazmak istiyorum.Görüşmek üzere...



Mart 19, 2017

TARHANA ÇORBASI İÇMEYEN ÇOCUK KALMASIN


 Köfte yemiyor ,çorba içmiyor diye ağladığım günler eskide kaldı çok şükür..E anneliğin %90 'ı evham geri kalanı da panik değil mi?Anladım ki gereksiz abartmışım.Siz kafanıza takmayın nasılsa içiyorlar demiyorum tabiki.Çalışan anne olarak yemek seçmesi hem benim için kabus olacaktı,hem de onun için dengesiz ve tek tip beslenme alışkanlığı oluşturmasına neden olacaktı.
 Şunu unutmayın ki çocuğunuzda ,özellikle 2 yaşından sonra bir damak tadı gelişmeye başlıyor.Bu muhtemelen ailenin beslenme alışkanlıklarıyla aynı doğrultuda ilerliyor.Ben oğlumun da babası gibi etcil olacağını biliyordum ama gel gör ki köfte yemeye 2 yaşından sonra başladı.Ve demiri düşmesin diye ben kırmızı et tüketmesi konusunda takıntılıydım.Çünkü kırmızı et muadili demir içeren kuru baklagilleri de yemiyordu.Bırakın sakin olmayı kafamda sürekli acil durum çanları çalıyordu.
  Derhal bir beslenme stratejisi geliştirmem gerekiyordu ki kayınvalidem hamburger yedirelim dedi.Önce fikir bana korkunç gelse de fastfooddan ne kadar kaçacaktı ki.Hem biz öyle dışarda yemek yeme alışkanlığı olan bir aile değildik.Hamburgerin köftesine sığındım.Sırf köfteyi denesin diye hamburger yedirdim bir iki kere sonra evde kendimiz hamburger yapmaya başladık..Sulu salçalı yemekleri de yemiyordu.Kırmızı rengi olan hiçbirşeyi yemiyordu,bunu atlatmak içinde patates kızartması ve ketçap yedirdim.Tabiki bayıldı her çocuk gibi.Yavaş yavaş bizim yediğimiz şeyleri deneyebileceği fikri oluşmaya başladı.Tabi hamburger tercihini ona bırakmadık hiçbir zaman ,o her dışarı çıktığımızda ona sorduğumuz zaman ne istediğini hamburger diye haykırsa da biz sğlıklı birşey yiyelim balık yiyelim diye yön değiştirdik hep.Sonra ne mi oldu?Kuru fasulye pilav yemeye başladı,kuru fasülyeden sonra çorbalara da sıcak bakmaya başladı.Tarhana çorbası içmeye başladı..Şu aralar renginden dolayı tarhanaya balkabaklı çorba diyor.Geçenlerde ben nöbetteyken kayınvalidem tarhana çorbasına labne karıştırmış.Ben de denedim cok güzel oluyor.Zaten tarhana yapılırken yoğurt kullanıldığından mıdır bilmiyorum,çok yakışıyor.Labne yokken de yoğurt veya süzme yoğurt koyabilirsiniz.Tabi miktarı iyi ayarlamalı, yoğurdu çok koyarsak çocuğun istemeyeceği bir keskinlik olabilir. Son olarak tarhanaya alıştırmaya çalışırken tutup da, bol sarımsaklı,bol naneli pişirmemekte fayda var.Ne kadar sade o kadar masum onlar için.
 Şimdi tam bir arslan.Eti çok seviyor Ekmeği sadece sabah tostunda tüketiyor bir de çok nadir çorbalarla. Kolayı bir kere denemek istedi ,Bardağının kenarına sevmediği bir bulantı damlasını sürdüm,dudağından ilacın tadını alır almaz bıraktı,Bir daha da istemedi.Çay hiç vermedim o da sıcak olduğundan sanırım hiç istemedi,cızzz diye nasıl işlediysek artık.Anlayacağınız yemek probleminin büyük kısmını çözdük gibi görünüyor.
 Bir sonuca bağlamak gerekirse;sorunlara gerçekten sorunmuş gibi baktığımız sürece çözüm de bizden çok uzaklaşıyor.Mantıklı düşünme ve davranma sınırlarından uzaklaşıyoruz.Ama bu konunun çözümü ne olabilir diye düşünürsek bir çözüm, bir alternatif bizi bulacaktır.Bir konuda panik olmak  bizi çözüme daha hızlı götürmez.Aksine çözümün etrafında dolaşırken çözümü göremememize neden olur.
Herkeze sevgiler diliyorm..

Şubat 07, 2016

Hasta olacaklar elbet...

Bebisim 2,5 yasinda artik.Konuşuyor,kendini o kadar net ifade ediyor ki;ben ondan ögreniyorum sanki iletişimi.Hani diyoruz ya onlarla biz de büyüyoruz diye gerçekten doğru.Bebeklik acemilikleri,yemek yememe sorunu derken, mevsim kış ve biz de hasta oldukbircok insan gibi.Hem de steril bir ortam yaratmak icin bu kafar ugrasirken.Sterilden kastim sadece temizlik degil .Disari çikma,diger cocuklarla oynama vs...Kış aylarinda çocuklarin 2-3 yaş alti ozellikle kalabaliklara cok girmesini dogru bulmuyorum.Dügune goturmem mesela hic.Kizarlar akrabalarim ama onlarin meraklarini gidermek icin bebisimi riske atamam.Velhasil bu hatayi bir gune oglumu da goturerek yaptim.Ordaki butun cocuklar oksuruyordu.4 gun sonra ates ve burun akintisiyla basladi maceramiz 4 haftadir ugrasiyorym.Ates dustu elbet ancak oksuruk bir iki gun gecip tekrrar basliyor.Bu arada şuruplari tam iciremedigimden 3 gun hastanefe damardan tedavi almak zorunda kaldik.Ve hastanede zorla şurup icirmeyi de ogrendim.Burnunu sıkıp zorla ilac icirmek.Nefret ettim bu duygudan ama mecburum .Onun aglamasi ardindan oksuruk krizi o caresizligi beni yipratti.Ilik nefes almasini saglamaya calisiyorum.oksurugu kisitlayacak hrrsey .sık uyutuyorum toparlansin diye ilik seyler veriyorum bakalim.oksuruk kuru olunca onu kesmek icin birseyler yapmak gerekiyor.Bu konuda bildiklerinizi paylasirsaniz sevinirim.Tum cocuklara saglikli ve bol oyunlu gunler diliyorum sevgilerimle...

Haziran 29, 2015

ANNE SÜTÜNÜ BIRAKMAYA ÇALIŞIYORUM PERİŞANIM:))

23 ay bitti biraz emme sıklığını azaltalım dedik.Fena mı dedim hala manda gibi sütüm var, uykuya da açım.Durum bundan ibaret.Geleneksel usulleri denemek yada ilaç kullanımını istemediğimden kendi kendine unutuncaya kadar emzirmeye devam dedim, ama bu aralar sütün miktarı azalınca benim oğlan zıvanadan çıktı.Azalmasına bile tahammülü yok efenin.Gece perişanız bir türlü uykuya dalamıyor.Dönüp dönüp emmek istiyor. Hafta sonu pes artık dedim analarımız ne yaptıysa onu yapcam,salçayı sürdüm mememe.Şimdiki çocuklar çok mantıklı ne yaptı biliyormusunuz?   ''siiill siiil  '' diye ağladı, ıslak mendili gösterdi bana:))yani tiksinmek falan yok yani:))

Mayıs 11, 2015

Anneler Günü de Geçti..

Yazmak için Anneler Gününün geçmesini bekledim.Bir başka huzursuz oldum ben bu yıl.Geçen sene oğlım 09 aylıktı şimdi 21 aylık.Henüz boynuma atılıp seni seviyorum annecim diyemediği için mi? yoksa reklamlarla annelerin kıymetli ve hediye almaya değer insanlar olduğu mesajı verilirken,çocuk ve eşleri hediye almaya biryerde zorladıkları için mi anlamadım.Kendimi çok kıymetli hissetmedim,sanki biri yarın  çıkıp bir yıllık emeğinin karşılığını dün verdik ya, daha ne huysuzlanıyorsun deyiverecek gibi.Çok klişe olacak belki ama ,ben anne olduğum için , her an şükrediyorum,evladımı bana verip ,hayata dair yepyeni deneyimler kazanmamı sağladığı için,bu deneyimlerle kendimi geliştirme imkanı bulduğum için,daha çok olgunlaştığım için Allah 'a binlerce kez şükrediyorum.Ve bebeğimdeki her gelişme,öğrenme belirtisi,olumlu davranış .. bunların hepsi benim hergün birçokkez aldığım anneler günü hediyelerim...

Mayıs 09, 2015

Bebegimin gelecekteki öğretmenine şunları söylemek isterdim..


Biliyorum herkezin yavrusu kıymetli,kimse evladını kötü ellere bırakmak istemez.Evlatlarimizi nasil bir dunyanin bekledigini gormemek icin haberleri izleyemiyorum artık.O kadar uzuluyorum ki insanligin donustugu hale,insanlarin acimasizliklarina ,birbirlerine ve dogaya yaptiklarina inanamiyorum.Dunyanin iyi yetismis cocuklara ihtiyaci var ve burada annelere ve siz ogretmenlere buyuk isler dusuyor.
Biz yetiskinlerin bile cogu zaman kayboldugu,yasama hevesini ,anlamini kaybettigi,sacmaladigi bu dunyada onun bilerek veya bilmeyerek yaptigi hatalar olabilir.Bu hatalara ya da davranislara şuan 21 aylık olmasına rağmen sabir gostermek bazen benim icin bile zor iken,etrafinda bir cocuk ordusu bulunan siz ogretmenlerin isleri gercekten cok zor.O yuzden herkez ogretmen olamiyor ,olsalar da mutlu olamiyor.O yuzden ogretmenlik  kutsal meslekler arasinda.
Onlari hamur gibi dusunun ve sevgiyle yogurun.Siz onlara sevginizi hissettirirseniz karsiligini hepimiz aliriz.Daha 21 aylık olmasına rağmen öfkeye öfke ile cevap veriyor. Yani onlar bizim aynalarımız, biz ne isek onlar da o. Ve siz hiç mi haylazlık yapmadınız okulda, şarkılara bile konu olmuş hiç mi okulu asmadınız icabında. Gençlik bu herşeyi yapabilirler. O kadar açıklar ki hata yapmaya o yüzden rol modelleri çok önemli. Hızlı ,itinasız ,kaba reflekslerle onları ürkütmememiz lazım ki öç alma isteği uyanmasın. Nasılsa kötüymüşüm hissini bir yakalarlarsa ,hakkını vermek için ellerinden geleni yaparlar. Sakın işe yaramaz, tembel, haylaz sıfatlarıyla onları kalıplara sokmayın .Hep bulunduğu noktanın bir üstüne çıkmaya cesaretlendirin.Uzun lafın kısası sayın hocam, evladımı koşulsuz sevgiyle ve bireyselliğine ,gelişimine saygı duyarak yetiştirmenizi rica ediyorum sizden.
....
Annelik beni çok değiştirdi arkadaşlar . Şimdiden okul zamanlarını düşünür oldum.Etrafımdaki gençleri görünce ürkmeye de başladım açıkçası.Bizler ne güzel çocuklarmışız.

Nisan 30, 2015

DOĞUMDAN SONRA 25 KİLOYU NASIL VERDİM

Biz kadınların kiloyla dertleri hiç bitmez.Diyetler,egzersizler,karpuz diyeti,su diyeti, kiraz diyeti ,o diyeti ,bu diyeti....Benim hiçbir zaman böyle bir problemim olmadı,en fazla 63 kiloya çıktım,hayatta diyet nedir bilmem,ekmek kısıtlamak gibi bir huyum da yoktur,buna rağmen 50kg ve civarında dolaştım durdum.Taa ki hamileliğe kadar.Doğuma 84 kiloyla girdim.Benim için 84 kiloyla hareket etmek ,sırtında bir fil yavrusu taşımak gibi birşeydi.Merdiven çıkmak ,inmek,o kadar zordu ki,doğumdan sağ çıkamayacağımı bile düşünmeye başlamıştım.Öğleden sonra biryere davetliysem sabahtan çıkmam gerekiyordu yola.Bacaklarımı kaldırarak değil yanlardan dolaştırarak adım atabiliyordum ,yengeç gibi ,gitmek istediğim  noktanın ,önce çevresinde dolaşmam gerekiyordu:)))Düşündükçe kötü oluyorum.Bunları 84 kilonun beni nekadar etkilediğini anlamanız için yazıyorum ,çünkü gebelik için çıkılabilecek sınırlardan gibi görünse de,beni inanılmaz zorlayan bir kiloydu.Hayatımda ilk defa kilolar beni kaygılandırdı,Velhasılkelam doğurduk.Sütüm dördüncü günde bebeğimi besleyecek kadar çok gelmeye başladı,Ve beşinci gün aynanın önünden geçerken belimin ve sırtımın şekillenmeye başladığını gördüm.İnanılmaz birşey değil mi emzirmek ilk günde bile etkisini gösterdi.İlk günler emzirince içim çok kıyılırdı  her emzirme sonrası ceviz ,badem,fındık fıstık gibi besin değeri ve kalorisi yüksek kuruyemişleri bile hiç çekinmeden yedim.Çünkü,ilk altı ay sadece anne sütü verecektim ve sütümün kaliteli olması için beslenmeme dikkat etmeliydim.İlk altı ay anne sütü benim için inanılmaz bir rahatlıkdı ve bebeğim çok güzel gelişiyordu.Oğlum 1.5 yaşına gelene kadar günde 2 lt su tüketmek ve sık sık emzirmek dışında hiçbirşey yapmadım,beslenmeme dikkat bile etmedim ,1,5 sene sonunda 58 kiloydum,öğle sağmalarını bırakınca sadece öğle yemeklerinde ekmeği azalttım.ve hala 58 kiloyla 2. yaşımıza girmek üzereyiz.
Özetlersek;

  • Zaten emzirme dönemi ,özellikle ilk 6 ay diyet yapmak için uygun değil,aksine daha kaliteli , az az , sık sık besleneceğiniz bir dönem.
  • Bebeğinizi aşkla,hevesle ilk 6 ay sadece anne sütüyle beslemeniz, bebek için olduğu kadar sizin için de çok önemli.Hem doğum sonrasında erken emzirmeye başlamak ,annenin rahim kaslarını uyarıp kanama miktarını azaltıyor ,yani kan kaybını önlüyor,yani hayatınızı kurtarıyor.Hem de biliyorsunuz ki emziren annelerde kanser oranı daha az görülüyor.
  • İlk 9 ayı bitirdikten sonra artık diyet değilde (çünkü öncelik yine anne sütünün kalitesi benim için) ,kendinize küçük kurallar koyabilirsiniz ,suyu artırmak gibi.Ancak bu kuralları da çok abartmamakta fayda var,çünkü 9. aydan sonra artık bebekler hareketlendiği için sizinde hareketlenmeniz gerekecek ,öğünler de bebeğinizi beslemeye çalışırken yalap şap olmaya başladı mı alın size kilo kaybı.


Nisan 25, 2015

O benim dünyam...

 Size de olur mu,birsey söylersiniz ve karşınızdakilerin yanlış anladığını bakışlarından anlarsınız.Eskiden boyle durumlarda anlatmak istedigim seyi karsimdaki insan anlayana kadar ugrasir dururdum.Inanilmaz bir enerji kaybi ve malesef sonucsuz bir caba.Ustelik uyandirdiginiz guvenilmezlik hissi de cabasi.Anne olduktan sonra ,artik cok kiymetli enerjimin son damlasina kadar bebegime harcanmasi gerektigi inanciyla beraber,insanlara aciklama yapmaktan vazgectim.Kirdigim potlari bile toplamaya ugrasmaz oldum;))Gaflar da havada ucuyor ,sozum meclisden disarilar,pardonlar taze tukendi.
Gelelim asil konuya,oglumun dogumundan sonra kendimi,arkadaslarimi,ailemi hatta hayati ihmal ettigim dogrudur.Oglumu biryere goturunce ilk olarak risk analizi yaparim.Etrafi hizla tarar kaldirilmasi gereken zararli olabilecek objeleri kaldiririm.Ya da oglumun zaafi oldugunu bildigim ev sahibi icin onemli olan seyleri kaldirmasini soylerim.Bu durum cok dikkat cekmeye  besladi sanirim birak oynasin demeye basladilar. Birakamam cunku o bana Allah in emaneti minicik bir melek..Gecenlerde parka goturdum kaydiragin icine bende girdim.Iyikide girmisim sise kiriklari vardi.Parklarda kumlarin ici de cam kiriklari dolu.Birakayim oynasin oyle mi?kusura bakmayin cok muhabbet ettim insanlarla artik sohbet zamani degil .Gereksiz pimpirik yaptigimifazla korumaci oldugumu hissettiriyorlar.Evet rahat degilim ama takintili da degilim.Neymis  cok steril buyutuyor musum ,bagisiklik sisemi gelismezmismismismis.Birkere benim hastaliklar konusunda felsefem su;cocuklukta gorulen bulasici hastaliklari erken donemde atlatmasi daha iyi.cunku bircok bulasici hastalik ilerleyen yaslarda tehlikeli oluyor.Yetiskinlikte gecirilen kizamik hayati tehlikeler  acabilir ornegin.Ancak bir usye ,,gribal enfejsiyonlar ve diger viral enfeksiyonlardan kkorurum cocugumu.Gereksiz ilac kullanmamak icin bile korurum.Onlari zaten mevsimsel gecislerde gecirmesi olagan.Ama insandan insana bulasan solunum sisteminin hastaliklarina karsi tedbirli olmakta fayda var.
Yani basta bahsettigim konu,bebegimle ilgili konularda kulaklarimi ,beni elestirenlere kapattim.Bilimsel verileri bile kendime ve bebegime gore ozgun uayarlayan ben ,seni mi dinleyecegim hatce;))Herzamann bebeklerin ozgun varliklar oldugunu genellemeri uygularken duruma ve bebege gore yorumlamak gerektigini dusunurum..Karsilastigimiz her bilgiyi direkt degil kendize ve bebegimizin donemsel duyarliliklarina gore ihtiyacimiz olan kismini kullanarak uygulamaliyiz derim ben.umarsizca
SEVGİLER...

Nisan 20, 2015

ÇOCUK DEMEK GELECEK DEMEK,UMUT DEMEK...


Çocuklar söz konusu olunca akan sular duruyor durmalı da, hayat da durmalı,herkes oturup düşünmeli.Anne olmadan önce çocuklarla ilgili haberler içimi acıtırdı sadece, şimdi hepsi yüreğime ok gibi saplanıyor.Günlerce o çocukları rüyamda görüyorum,seslerini duyuyorum.Onlar bize masumiyetimizi hatırlatan melekler...Mümkün olduğunca travmalardan uzak olmalı,mutluluğu,başarıyı ,sukuneti deneyimlemeliler.Sağlıklı bir toplumun temelini oluşturan sağlıklı bireyler için bu elzem...
Peki ya içerdekiler...İçeridede çocuklar var değil mi?Anne babalerının kaderlerinin,günahlarının  sorumluluğunu alan ,onlara çocukluklarını,yani en kıymetli zamanlarını veren çocuklar.
 Neyse ki umut veren projeler hala var..
İçerdeki Çocuklara” Anaokulu

Anneleri cezaevinde olduğu için, parmaklıklar arasında yaşamak zorunda kalan 0-6 yaş arası cezaevi çocuklarının oyun ve eğitim imkanlarının iyileştirilmesi için “İçerde çocuk var” adıyla bir sosyal proje başlatıldı.
Projeyle Türkiye genelindeki 7  kadın ceza infaz kurumundaki anaokullarının iyileştirilmesi amaçlanıyor. Projenin ilk adımı Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle İstanbul Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı.

Çeşitli meslek gruplarından 24 duyarlı vatandaşın gönüllü olarak  yola çıkıp, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı ile bir araya gelerek başlattığı İçerde Çocuk Var adlı projenin amacı,  cezaevlerinde, annelerinin hem yatağını hem de  kaderini paylaşan miniklerin hayatına dokunarak geleceklerine katkıda bulunmak. Proje,cezaevi çocuklarına öğrenebilecekleri, eğlenebilecekleri eksiksiz bir anaokulu ortamı oluşturmak, yeşil alanlar yaratarak doğayla tanışmalarını sağlamak, gelişimlerine uygun yemek hazırlanabilecek mutfak inşa etmek ve dış mekan oyun alanı kurarak cezaevi içinde özgür bir yaşam alanı yaratmayı hedefliyor.

İstanbul Bakırköy Cezaevi’nde başlayacak proje kapsamında, mahkum annelerinin kaderini yaşamak zorunda kalan cezaevlerinin masum çocukları için kaynak bulmak amacıyla çeşitli etkinlikler ve kampanyalar yapılacak. Ayrıca, İstanbul Valiliği’nin izniyle alınan 4528’e gönderilecek SMS’ler ve banka hesap numarasına yapılacak bağışlarla kampanyaya gelir sağlanacak. Böylece, mevcut anaokullarının  iyileştirilmesi ve anaokulu bulunmayan kadın cezaevlerinde de yeni ana okullarının yapılmasında kullanılacak. Hedeflenen anaokullarının çocuklara kazandırılmasından sonra ise proje,  cezaevi çocuklarının dışarıdaki yaşıtları ile eşdeğer eğitim şansına sahip olmalarını sağlamak ve cezaevi yaşam koşullarının iyileştirilmesi için devam edecek. 

İlk adım İstanbul’ da
Türkiye’deki 7 tane kadın ceza infaz kurumunda yaklaşık 5 bin kadın mahkum var. Bunlardan 370 Kadın mahkum, 0-6 yaş arası çocuklarını kendi yatağında yatırarak cezaevinde büyütüyor. Örneğin, İstanbul Bakırköy Kadın Cezaevi’nde mahkum anneleriyle cezaevinde yaşayan 0-6 yaş arası 53 çocuk var. Bakırköy Cezaevi’ndeki çocukların bir kreşi var ancak bu kreşin de iyileştirilmesi, eğitici oyuncak ve kitaplarla yeniden elden geçirilmesi gerekiyor. Projenin ilk adımı da Adalet Bakanlığı’nın izni ve işbirliğiyle Bakırköy Cezaevi’nde atılacak.

Oyuncak ve oyun arkadaşları yok
Cezaevinde doğan ya da annelerinin kucağında parmaklıklar arkasına gelen, cezaevlerinin masum çocukları, hayatlarının en önemli evrelerini yaşıtlarının sahip olduğu birçok şeyden yoksun, olumsuz koşullarda geçiriyor. Oyun oynama ve eğitim almaları gereken zamanlarını annelerinin koğuşunda, çeşitli suçlardan mahkum, yetişkin kadın koğuş arkadaşlarıyla geçiren çocukların, bu süreçte yaşadıkları deneyim, hayatlarının sonraki dönemlerini özellikle ergenlik ve gençlik yıllarını ne yazık ki derinden etkiliyor. Koğuşlar kalabalık olmasın diye her koğuşa sadece bir çocuğun konulduğu cezaevi çocuklarının oyuncak ve kendi yaşıtı oyun arkadaşları yok.

“İçerde Çocuk Var” projesi ilk adım İstanbul’da Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu’nda atıldı. Tüm mimari ve inşaat hazırlıkları tamamlanan anaokulunun çok yakın bir zamanda tamamlanması hedefleniyor. Bakırköy Kadın İnfaz Kurumu tamamlandıktan sonra Türkiye’de bulunan diğer Kadın cezaevlerine de anaokulu kazandırılacak. Böylece proje ile cezaevi çocukları,  kreş, oyuncak ve oyun arkadaşlarına kavuşacaklar.

Proje ile ilgili detaylı bilgiye www.icerdecocukvar.com sitesinden ulaşabilirsiniz.

Bağış için ;
COCUK yazıp 4528’ e SMS gönderilebilir.
Banka bağışı için; Vakıfbank Kadıköy Şubesi, Şube kodu 012 Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TL)
TR 94 0001 5001 5800 7303 0490 01

Bilgi : Arife Avcu Çallıoğlu
İletişim Ofisi Halkla İlişkiler Ajansı
 arife.avcu@iletisimofisi.com / 0212 324 80 17


Nisan 16, 2015

Babannem olsa ''Nimetle oyun olmaz'' derdi.




Oğlum 21 aylık oldu ,bir anneyi tatmin edecek kadar yemediği kesin.Emzirmeyi bırakınca sofraya oturup yemek yemeye başlamayacağı da aşikar ,ama gelişimi iyi olduğu için bu konuyu sorun olarak görmektense genele yaymaya karar verdim.Bu konuda yaptığım şey,yemek yeme tercihini ve miktarını bebeğime bırakmak.Bu kulağa çok bencilce geliyor biliyorum ,ısrarcı olduğum zaman anne-bebek ilişkisi samimiyetten uzaklaşacak ve birbirine dayatmalarda  bulunan anne oğul olacakmışız gibi hissediyorum.ona biraz yetişkin gibi davranıyorm.Önüne sürekli yeni lezzetler koymaya çalışıyorum .Sunmak benden, yemek yada yememek ondan.Bu tabağımızda yemek yiyen çocuğun annesinin mutluluğunu anlattım, el sürmedi mesala ama ben vazgeçmiyorum her cuma, hafta sonu farklı ne denesem diye düşünüyorum.Farklı lezzetleri keşfetmesini istiyorum ama ısrar etmiyorum. Israr benim oğlumu çıldırtıyor,o yüzden ısrarcı olmamak adına kendime bir tabak yapıyorum ara öğünlerde mesela, o zaten birazdan kedi gibi etrafımda dolaşıyor.Ne yediğimi gösteriyorum şöyle tabağın kenarından.İsterse alıyor istemezse kalıyor.Tabi ben o yıkılışı içime atıyorum içimden koca bir ''tühhh bunu da yemedi ''diye yıkılsamda oğluma bir şey demiyorum oturup kendim yiyorum.
Emiyor olması ikimizin de tek artısı şu anda.Tabi 21 aylık bir bebeğe sadece anne sütü vermek çok büyük yanlış.Hem sütün kalitesi düşük hem de artık farklı yiyecek gruplarına başlamalıyız.Tabak süslemek ,yiyecekleri cazip hale getirmek için bir çözüm olabilir tabiki.:)
Bu yazıyı 20015 nisanında yazmışım.Oğlum şu an 4 ün içinde ve yemek seçmiyor diyebilirim.Her çocuk gibi haşlanmış yumurtayla domates kaldı:).Binlerce şükürler olsun.Bu süreçte beni telkin eden ve bize herkonuda yardımcı olan aileme başta kayın valideme de sonsuz teşekkür ediyorum..