Akşam olup işten geldiğimde paşamın ateşi yükselmişti.Tıbbi boyutuna girmiycem basit bir soğukalgınlığı diyelim ancak ateş 39.8 C.Bütün gece ve ertesi gün akşam üzerine kadar takip ve ateş düşürücülerle sonunda düşürdüm.O büyük konuşmamın 36 saat sonrasında oğlum ateşi düşmüş uykuya daldığında benim,kafatasımın içindeki şey suyla şişmiş ve sonra çöl sıcağında kurutulmuş sünger gibi çıtırdıyordu adeta.Midem aceleyle pişirdiğin nohutun cezasını çekeceksin diye bağırırken beni banyoya git diye uyarıyordu.Kusmamak için gece acıkmış bişekilde kalkarsam diye korkuttum kendimi.Sol gözüm yerim dar ben burdan fırlayacam derken sağ gözüm ben iyiyim şöyle büzüşüp uyuyacam diyordu.Tüm vücudum şefi olmayan bir orkestra gibi herbiri ayrı telden çalıyordu.
Uyudum mu bayıldım mı hatırlamıyorum ama sık sık elimle ateş kontrolü yapacak kadar şuurumu kaybetmediğimin farkındaydım ve sabah olmuştu...